AҦCУAA  PЫБЖbbI
-------------------- Abhazya'dan haberler --------------------


 
 BM'den Abhazya'ya 'insani' temas

 

Sohum, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Louise Arbour, Abhazya’da insan haklarının durumu görüşmek ve işbirliğini artırmak için Sohum’u ziyaret ediyor.

 

Dün Arbour’un Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş’la görüşmesinde 1992-1993 savaşında ülkeyi terk eden Gürcü mültecilerin dönüşü ve mallarının tazmini de gündeme gelirken her iki tarafın insan haklarının geliştirilmesi için işbirliğine hazır olduğu mesajı verildi. Arbour-Bagap görüşmesine Dışişleri Bakanı Sergey Şamba, devlet başkanlığı bünyesindeki insan hakları yetkilisi Georgi Otırba, İnsan Hakları Komiserliği çalışanları Anton Nikiforov, Silta Cordiadis, Güney Kafkasya insan hakları baş danışmanı, eski Sohum BM insan hakları ofisi başkanı Vladlen Stefanov da katıldı.

 

Arbour, Abhazya'da BM insan hakları ofisinin imkanlarının genişletilmesini, özellikle Gürcülerin yaşadığı Gal bölgesinde incelemeler yapılmasını ve mülteci haklarının müzakere edilmesi teklifinde bulundu.

 

Bagapş da, uluslararası alanda tanınmayan Abhazya vatandaşlarına başka ülkelere özgürce gidebilmelerinin sağlanması için yapılabilecekleri incelemeyi önerdi.

 

Görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Bagapş'ın sözcüsü Kristian Bjaniya’ya göre Abhazya lideri uluslararası örgütlerin taraflardan birinin haklarını korurken ötekinin haklarını görmezden gelmesinden yakındı. Toplantıda mültecilerin geride bıraktığı mülklerin iadesiyle ilgili olarak Bagapş şöyle dedi: “Bu çok taraflı bir mesele. Abhazya tarafı savaşın ardında Gürcistan’ın verdiği zararın miktarı belirledi.

 

Gürcü ordusundan zarar görenlerin büyük çoğunluğu bu ülkenin halkı, halkın taşınabilir veya taşınamaz mallarıydı, Abhazya ekonomisiydi. Buna bağlı olarak Abhazya da Gürcistan'ın verdiği maddi zararın tazmini meselesini gündeme getirmek istiyor. Gürcistan yönetiminin bu meseleyi çözmeye hazır olması halinde Abhazya’da mültecilerin gerçekten yitirdikleri mallarının maddi tazmini meselesini ele alabilir.”

 

Bagapş ayrıca BM insan hakları ofisinin gözlem yapmak için her türlü imkana sahip olduğunu vurgulayarak, "Gal bölgesinde aktif olarak birkaç sivil insan hakları örgütü çalışıyor. Geçenlerde insan haklarının korunması için devlet kurumu oluşturuldu. BM ofisinin bu örgüt ile ortak hareketi bu alandaki çalışmaların etkililiğini arttırır" dedi.

 

Bagapş, Arbour'un dikkatini Gal bölgesine mültecilerin gönüllü dönüşü sürecine de çekmeye çalıştı. Arbour ülkedeki sivil örgütlerle de görüşmeyi planlıyor.

 

28.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Sohum'dan Gürcü ültimatomuna ret

 

Sohum, Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’nin Abhazya sınırında tutuklanan Gürcü gazetecinin bırakılması için ültimatom verip aksi halde Sohum’a polis gücü gönderme tehdidine Abhaz yönetimi yüz vermedi.

 

Abhazya Devlet Başkanlığı sözcüsü Kristian Bjanya, MZE TV’nin muhabiri Malkhaz Basilaia’nın da aralarında bulunduğu üç Gürcü’nün 26 Şubat’ta sınırı ihlal etmeleri nedeniyle tutuklandıklarını ve bu yüzden yargılanacaklarını belirtip Saakaşvili’ye ‘düşüncesizce yapılan ültimatomların kabul edilemez olduğu’ karşılığını verdi. Bjaniya, “Gürcistan liderliğine hatırlatmak istiyoruz, ültimatom dili bizim için kabul edilemez. Gazeteci dahil tutuklularla ilgili tutumumuz değişmiyor” dedi. Saakaşvili, dün Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş’a şöyle seslenmişti: “Sergey Bagapş’a sunu söylemek istiyorum… Bagapş ya derhal yasadışı polisine yaralı ve kaçırılmış gazeteciye işkenceye son vermelerini emreder ve onu bırakır ya da ben, Gürcistan devlet başkanı, Basilaia’yı bırakmaları için Gürcü polisine tamamen yasal bir emir vereceğim.”

 

'Bagapş, bağırtılara yanıt verme durumumda değil'

 

Bu ültimatom üzerine bir açıklama yapan Bjaniya, Bagapş'ın Saakaşvili'nin ‘kontrolsüz bağırtılarını yorumlama niyetinde olmadığını' belirterek şöyle dedi:

 

"Abhazya Cumhuriyeti sınırını ihlal ederek yargılanmayı gerektiren bir eylemde bulundular. Bu Gürcistan tarafının ilk provokasyon olayı da değil. Maalesef Abhazya yönetiminin suçluları insani prensipleri çerçevesinde Gürcistan tarafına verme konusundaki önceki kararları, Gürcü yönetimince aynı şekilde (insani temelde) değerlendirilmedi. Saakaşvili'nin ültimatomunu değerlendirecek olursak, günümüz Gürcistan'ında hakikatlerin kabul edilmesinde zorluklar olduğu görülüyor. Bir kez daha açıklıyoruz; Yasaları çiğneyen tutuklular serbest bırakılmayacak, soruşturma sonrasında mahkemeye çıkacaklar. İnsan hakları örgütleri temsilcileri tutukluların sağlık durumlarının iyi olduğunu görme imkanı buldu, aynı zamanda onlara avukat yardımı da sunuldu. Gürcistan yönetimine bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, ültimatom dilini kabul etmeyiz."

 

‘Elimizden geleni yapıyoruz’

 

Gürcistan Dışişleri Bakanı David Bakradze de Gürcü gazetecilerin serbest bırakılması için her şeyi yaptıklarını belirtti. Bakradze, gazetecilere yaptığı açıklamada, Gürcü gazetecilerin serbest bırakılması için Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) misyonuyla irtibat halinde olduklarını, aynı zamanda BM görevlilerinin de arabuluculuk faaliyetlerinin sürdüğünü kaydetti. 1991’den beri ‘de facto’ bağımsız olan Abhazya’nın Gürcistan’ın ayrılmaz parçası olduğunu ve Gürcü yasalarının bu bölgede de geçerli olduğunu savunan Bakradze, Gürcü gazetecilerin gözaltına alınmasıyla ortaya çıkan krizin çözülmesi için ellerinden gelen iyi niyeti gösterdiklerini ifade etti.

 

28.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Tiflis Abhaz gümrüğü için Rusya'ya bozuk çalıyor

 

Tiflis, Rusya ile Gürcistan’ın Abhazya ve Güney Osetya’nın sınırlarında ortak kontrol kurmak için anlaştığı yönündeki Tiflis kaynaklı açıklamalar Moskova’dan döndü.

 

Rus Dışişleri Bakanlığı, böyle bir anlaşma olmadığını açıklayınca Gürcistan yönetimi Moskova’ya köpürdü.

 

Gürcistan Dışişleri Bakanı David Bakradze, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’nin, Moskova’da yaptıkları görüşmede, “Abhazya ve Güney Osetya’daki gayrı resmi sınır kapılarının ortak denetimi konusunda anlaşmaya vardı, ancak Rus Dışişleri Bakanlığı taraflar arasında böyle bir mutabakata varılmadığını duyurdu. Rusya Dışişleri’nin açıklamaları kabul edilemez. Sorunların çözümü için iyi niyet gösteriyoruz ve farklı bir tutum içine girmiyoruz” dedi.

 

28.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Bagapş : Batı Abhazya'yı satın alamaz

 

Sohum, Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş, Kosova’nın bağımsızlık ilanının ardından Sohum’un da uluslararası tanınma için dünya devletlerine çağrıda bulunmasının beklendiği sırada Batı’ya sert çıkıştı.

 

Bagapş, Batılı devletlerin Abhazya’ya yatırım vaat ederek bağımsızlık yolundan döndüremeyeceklerini söyledi. Abhazya lideri, dün Sohum’da düzenlediği basın toplantısında “Abhazya bir hukuk devletidir ve batılı ülkelerin bize yatırım vaadiyle sunduğu hiçbir para bizi seçtiğimiz bu yoldan döndüremez. Abhazya yönetimi AB ve ABD dahil bizimle konuşmak isteyen herkesle diyaloga hazır, ama bizim de terk edemeyeceğimiz prensiplerimiz var" dedi.

 

BM’nin kararı olmaksızın tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova olayına bağlı olarak Gürcü-Abhaz müzakere formatının değişmeyeceğini vurgulayan Bagapş, “Çünkü BM Genel Sekreterliği Dostluk Grubu’nun tavrında bir değişiklik yok. Bugün BM’nin kesinlikle var olma iddiası yok, otoritesini yitirdi” ifadelerini kullandı.

 

Bagapş, Kodor’da Gürcistan’ın askeri güç bulundurmasından kaynaklanan sorun çözülünceye dek Gürcü tarafı ile herhangi bir görüşme veya irtibatta bulunmayacaklarının altını çizdi.

 

27.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Bagapş: Sınırda Gürcü kontrolü imkansız

 

Sohum, Gürcistan’ın Rusya’yla Abhazya’nın Psou gümrüğünün Gürcülere bırakılması yönünde bir mutabakat sağlandığı iddiasını bu kez Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili dillendirirken Sohum’un yaklaşımı ‘ciddiye alınmaya değmez’ şeklinde oldu.

 

Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş Abhazya ile Rusya sınırına Gürcü gümrük kontrol noktalarının konulmasını kesinlikle mümkün olmadığını söyledi. Bagapş, "Gürcü sınırı muhafızları veya gümrükçüleri hiçbir zaman Psou nehri sınırında duramayacak. Bu kesinlikle ihtimal dışıdır" dedi.

 

Abhazya lideri, Moskova ve Tiflis'in sınır konusunda bir belge imzaladığı yönünde yayılan haberlerin kötü niyetli olduğunu ve ciddi bir şekilde ele alınmaya değer olmadığını vurguladı.

 

Osetya: Saçmalık

 

Tiflis Güney Osetya sınırının Gürcistan’ın kontrolüne geçeceğini duyurmuştu. Güney Osetya Güvenlik Konseyi Sekreteri Anatoli Barankeviç de, Rus-Gürcü gümrük noktalarının açılması yönünde iki ülke arasında anlaşma imzalandığı şeklindeki iddiaların tamamen saçmalık olduğunu söyledi.

 

27.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Saakaşvili’den büyük laf!

 

Sohum, Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili, Abhazya’da tutuklanan Gürcü gazeteci bırakılmazsa Sohum’a polis gücü gönderme tehdidi savurdu.

 

Abhazya ve Güney Osetya’yı tekrar geri almaya yemin etmiş olan Saakaşvili’den son salvo Gürcü Mze televizyonuna çalışan gazeteci Malkhaz Basilia’nın da aralarında bulunduğu üç kişinin Abhaz-Gürcü sınırında tutuklanmasıyla ilgili geldi. Gürcistan’ın 1992-1993 savaşında yenilerek çekildiği Abhazya’ya açıkça girmekten bahseden Saakaşvili, Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş’a şöyle seslendi:

 

Sergey Bagapş’a sunu söylemek istiyorum… Bagapş ya derhal yasadışı polisine yaralı ve kaçırılmış gazeteciye işkenceye son vermelerini emreder ve onu bırakır ya da ben, Gürcistan devlet başkanı, Basilaia’yı bırakmaları için Gürcü polisine tamamen yasal bir emir vereceğim.”

 

Apsnıpress’e göre Bagapş, Gürcülerin kesinlikle bırakılmayacağını ve yasalar çerçevesinde mahkemeye çıkarılacağını belirterek, “Bu konuyu hiç kimseyle müzakere etmeyeceğiz” dedi.

 

27.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Çeçenler ve Abhazlar ilişkileri perçinleyecek

 

Sohum, Abhazya ve Çeçenya’nın Rus yanlısı yönetimi parlamentolar arası işbirliğine gidiyor.

 

Sohum'u ziyaret eden Kremlin güdümlü Çeçen başkan Ramzan Kadirov’a bağlı parlamento heyeti, Abhazya Parlamentosu'na farklı alanlarda işbirliğini geliştirmeyi öngören bir anlaşma taslağı sundu. Abhaz parlamenterlerin üzerinde çalışıp kendi önerilerini getireceği taslağın önümüzdeki aylarda imzalanması bekleniyor.

 

Çeçen heyetinin başkanı Dukvakh Abdurahmanov, Abhazya ile kültürel, sosyal ve ekonomik alanlarda Güney Rusya (Kuzey Kafkasya) Parlamenterler Asamblesi çerçevesinde ilişkileri geliştirmeyi hedeflediklerini açıkladı. Dün Abhazya Parlamentosu'nda temaslarda bulunduktan sonra Abhaz meslektaşı Nugzar Aşuba ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyen Abdurahmanov, "Abhazya ve Çeçenya parlamentoları arasında büyük işbirliği projesiyle buraya geldik. Bu proje, ekonomi alanında yatırımların yapılması, politik diyalog, kültürel, spor ve bilim alanında karşılıklı alışveriş yani ülkelerimizin ortak olduğu her alanda işbirliğini öngörüyor. Bu konuda ülke başkanlarımız - Sergey Bagapş ve Ramzan Kadirov- karşılıklı mutabakat içerisinde" dedi.

 

"Kafkasya'da yaşayıp birbirine gitmemek, başka ülkelere gitmek ve Batı ile diğer ülkelerin devlet yapılarının gelişimini öğrenmek saçmalık" ifadesini kullanan Abdurahmanov şöyle devam etti: "Her zaman bize Batı tarzında yaşamayı öğretiyorlar, ama biz köklerimize geri dönmeye ve birbirimizi eğitmeye karar verdik."

 

Gazetecilerin Çeçenya'da muhalefet olup olmadığı yönündeki bir soruya Abdurahmanov, "Bizim yaklaşık 400 sivil, sosyo-politik örgütümüz ve partimiz var, ama muhalefet yok. Şu anki yönetim ve politikalarına karşı böyle bir parti ve hareket yok, çünkü hiç kimse bugünkü durumdan daha iyi bir idare modeli sunamaz" yanıtını verdi.

 

Aşuba da, iki ülkenin meselelere ciddi şekilde yaklaşacağını, gelecekte ortak planlar müzakere edeceklerini ve birbirlerinin tecrübelerini paylaşacaklarını söyledi. İşbirliği projesiyle ilgili olarak da Aşuba, taslağın tüm Abhaz milletvekilleri tarafından inceleneceğini, yeni teklif veya değişiklikleri Çeçen parlamenterlere ileteceklerini belirterek ekledi: "Bu yaz işbirliği anlaşmasını imzalayacağımızı düşünüyorum."

 

Aşuba, önemli olan şeyin karşılıklı münasebetlerin devam etmesi olduğunu da vurgulayarak "Dedelerimiz ve dedelerimizin dedeleri hiçbir belge olmadan mükemmel şekilde ortak dili buldular" dedi.

 

26.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Abhazya ordusu yine tatbikata hazırlanıyor

 

Sohum, Abhazya Savunma Bakanı Birinci Yardımcısı ve Genelkurmay Başkanı General Anatoli Zaytsev, Silahlı Kuvvetler'in 1-5 Mart'ta geniş çaplı bir tatbikat yapacağını duyurdu.

 

Tatbikata 2 bin yedek askerin yanı sıra 100 kadar top ve tank katılacak. Oçamçira bölgesindeki Savunma Bakanlığı'nın Nagvalou poligonunda yapılacak tatbikattan Gürcü-Abhaz çatışma bölgesinde bulunan Bağımsız Devletler Topluluğu Barış Gücü Komutanlığı ve BM Gürcistan Gözlem Misyonu haberdar edilecek.

 

11 Ekim 1992'de kurulan Abhazya Silahlı Kuvvetleri her sene düzenli olarak iki veya üç geniş çaplı tatbikat yapıyor.

 

26.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Bagapş: Çeçenlerin katkılarını unutmayız

 

Sohum, Rusya güdümle Çeçen yönetimine bağlı Çeçen parlamentosu heyeti, parlamentolar arası ilişkileri geliştirmek için Abhazya'yı ziyaret etti.

 

İki günlük ziyaret için önceki gün Sohum'a gelen 'parlamento başkanı' Dukvakh Abdurahmanov başkanlığındaki heyet, dün Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş tarafından kabul edildi. Görüşmede Bagapş "Çeçen halkı Abhazya'nın zor zamanlarında yanındaydı. Çeçen halkının hizmetleri hiçbir zaman Abhaz halkının hatırasından çıkmayacak ve bu bize büyük sorumluluk getiriyor" dedi. Bagapş, Çeçen heyetine ülkenin iç ve dış politikaki durum ile Gürcü-Abhaz sorununun çözüm süreci hakkında bilgi verdi. Abdurahmanov da, Abhazya ve Çeçenya arasında kültürel ve ekonomik ilişkilerin önemine vurgu yaptı. Çeçen parlamenterler Bagapş'a hediye olarak üzerinde Çeçenya bayrağının bulunduğu bir saat verdi.

 

1992-1993 Gürcü-Abhaz savaşına Çeçenya'dan 445 gönüllü katılmıştı. Bunlardan 75'i hayatını yitirmiş, 147'si yaralanmıştı. Çeçenlerden 13'üne 'Abhazya Kahramanı' nişanı, 27'sine Leon Madalyası, 3'üne de Cesaret Madalyası verilmişti.

 

26.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Gürcistan, Psou'da kontrolü ele alacakmış!

 

Sohum, Tiflis’in Moskova ile Abhazya-Rusya sınırında ‘gümrüklerin yasallaştırılması’ yani sınırın Abhaz tarafında kontrolün Gürcistan’a verilmesi konusunda anlaştığına dair iddialar Sohum’da şaşkınlıkla karşılandı.

 

Abhazya Dışişleri Bakanı Sergey Şamba, Rusya'nın Psou nehri üzerindeki Rusya-Abhazya sınırında Rus-Gürcü gümrük kontrolü oluşturma taahhüdünde bulunamayacağını söyledi.

 

Gürcistan'ın Ekonomik Gelişim Bakan Yardımcısı Tamar Kovziridze'nin geçen hafta Cenevre'de Rusya ile ikili görüşmeler sırasında, “Gürcü-Rus sınırının Abhazya ve Güney Osetya bölgelerinde gümrük-geçiş noktaları oluşturma konusunda prensipte bir anlaşmaya vardıkları” yönündeki açıklamasını yorumlayan Şamba şu yanıtı verdi: "Abhazya ve Güney Osetya sınırlarında gümrük-geçiş noktalarının yasallaştırılması haberlerini Gürcistan yayıyor. Gürcistan tarafı Rusya'ya bu tür seçenekler sunuyor, ama bizim kabulümüz olmadan böyle bir şeyi gerçekleştirmek mümkün değil. Böyle bir şeyi bizim kabulümüz olmadan nasıl yapabilirler? Birincisi Rusya böyle bir şeye kalkışır mı? Rusya Abhazya'ya böyle bir meseleyi görüşme teklifinde bulunabilir, ama böyle bir taahhütte bulunamaz, çünkü biz kabul etmeyiz. Rusya'nın Gürcistan'a şöyle dediği farz edilebilir: ‘Gidin ve Abhazya tarafına gümrük ve sınır muhafızlarınızı koyun’. Ama bunu nasıl yapacaklar? Biz hiçbir zaman bunu kabul etmeyiz. Gürcistan sınırı İngur nehrinin Gal bölgesinde bitiyor. Psou nehri üzerindeki Rus-Abhaz sınırıyla ise Gürcistan'ın hiçbir alakası yok."

 

26.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Abhazyalı Rusya’dan pek de umutlu değil

 

Sohum, Sohum'da Kavkazki Uzel’in yaptığı küçük bir kamuoyu yoklaması, Abhazların Kosova'nın tanınmasının ardından Rusya'nın Abhazya'yı hemen tanıyacağına dair öngörülere pek de katılmadığını gösteriyor.

 

Ankete katılanların birçoğu Kosova ile birlikte dünyada anlaşmazlıklar ve çatışmaların kızışacağını bekliyor. Bazıları da bağımsızlığı Abhazya’ya yakıştırırken bunu Kosova’nın hak etmediğini düşünüyor.  Ankete katılanlar, ‘Kosova'nın tanınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz’, ‘Bu olaya bağlı olarak beklentilerinin neler’ ve ‘Kosova nedeniyle dünyada durumun kızışması mümkün mü’ sorularına şöyle yanıt verdi:

 

D. Gogiya (Savcılık çalışanı): Kosova'nın tanınmasının ardından Rusya'nın Abhazya'yı hemen tanıyacağını beklemedim. Üstelik yakın bir zamanda da Rusya'nın kendi politikalarından ötürü bağımsızlığımızı tanıyacağını da düşünmüyorum. Rusya’nın Abhazya'yı ne zaman tanıyacağını söylemek zor, ama Kosova olayının bu süreçte etkili olacağını düşünüyorum. Rusya bu örnekten korkuyor, çünkü çok sayıda milli cumhuriyeti var.

 

T. Gulariya (Hukukçu): Kosova'nın dünya tarafından tanınmasından yanayım. Her halükarda Abhazya için örnek olacak. Eğer her şeyin aceleyle yapıldığı, yönetim kurumlarının bulunmadığı bir ülke tanınabiliyorsa,  on beş yıldır varlığını gösteren bir ülke neden tanınmasın! Bizim durumumuz Kosova'dan daha uygun, sadece dünyanın yaklaşımı farklı.

 

M. Kutsniya (Sohum belediyesi çalışanı): Kosova'nın tanınmasından ötürü bir yerlerde yeni anlaşmazlıklar çıkmasını istemezdim, ancak bunları ihtimal dışı görmemek lazım.

 

N. Şulgina (Gazeteci): Sırbistan'da durum tamamıyla kızıştı ve barışça bitmeyecek. Kosova'nın tanınması daha doğrusu Avrupa'nın dağılmasına yönelik örnek.

 

K. Tsvijba (Hukukçu): Kosova'nın tanınmasına bağlı olarak global değişiklikler olmayacak, çünkü bu örnek değil. Kosova'nın tanınması ve diğer ülkelerin bağımsızlığının tanınmamasına bağlı olarak dünyada bazı tartışmalar olmasını ihtimal dışı görmüyorum. Abhazya'da Kosova'nın tanınmasına bağlı olarak hiçbir şey değişmeyecek.

 

A. Ampar (Rahip): Kosova'nın bağımsızlığının tanınmasının ardından dünyada durum zorlaşacak ve yeni bölgesel dağılmalara neden olabilir. Abhazya'ya gelince, biz her zaman çeşitli zorluklara ve rahat olmayan bir hayata alışığız. Maalesef Kosova'nın tanınmasına bağlı olarak biz de tanınmamızı umut ediyoruz. Maalesef derken, Abhazya ve Kosova'nın tamamen farklı meseleler olduğunu ifade ediyorum. Sırplara acıyorum. Bizi Kosovalı Arnavutlarla kıyaslıyor olmaları acı. Şahsen Sırbistan bölgesel bütünlüğünden ve Abhazya'nın bağımsızlığından yanayım.

 

H. Kvarandziya (Filolog): Dünyada çatışmaların olmasını ihtimal dışı görmüyorum. Umarım bundan kaçınılabilir.

 

T. Haşba (Filolog): Diğer bağımsızlığını ilan etmiş ülkelere bağlı olarak dünyada durumun kızışması mümkün. ABD kendi menfaatleri olmadan Kosova'nın bağımsızlığını kabul etmedi. Dünyada bağımsız olmayan bunu isteme hakkına sahip birçok ülke var. Ama her zaman için, Abhazya'nın Kosova ile kıyaslanması beni kızdırıyor. Bizim ortak bir şeyimiz yok.

 

G. Kutsniya (Filolog): Bana göre, Kosova'nın tanınması diğer bağımsızlık isteyen tüm devletler için örnek. Dünyada birçok şeyin değişeceğini, yeni süreçlerin başlayacağını düşünüyorum. Rusya'dan post-Sovyet bağımsız ülkelerini tanımasını beklemedim. Ve Rusya'nın onları şimdilik tanımayı düşünmediğine de inanıyorum.

 

L. Cgarkava (Öğrenci): Kosova'nın bağımsızlığına karşı değilim, ama Kosovalılar Abhazlarla hiç kıyaslanabilir mi, Abhazlar kendi vatanlarında yaşıyorlar ve hiçbir zaman kimseye saldırmadılar. Rusya'nın Kosova'dan sonra bizi tanımasını beklemedim. Rusya'nın yeniden Gürcistan ile dost olmasını da ihtimal dışı görmüyorum. Eğer Rusya bizi tanımayı isteseydi bunu daha önce yapabilirdi, biz 15 yıldır bağımsız bir ülkeyiz ve her türlü zorluğa rağmen tanınmadan yaşadık ve daha uzun yıllar yaşayabiliriz. Biz babalarımız ve ağabeylerimizin başını verdiği hedefimizden dönmeyiz. Eğer tanınmamız için bir başka devletin bünyesine gireceksek, tanınmamış olarak kalmak daha iyi. Ben Abhazya'nın başka bir devletin yapısı içinde olmasını istemiyorum.

 

K. Dumava (Doçent):  Kosova'nın tanınmasının getireceği sonuçlar hakkında tahminler farklı. Her halükarda tanınmamış devletler problemi yeniden canlanacak. Bu, bizim bağımsızlığımızın perspektifi için yeni faaliyetler açısından şans.

 

25.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Bagapş: Tanınması çağrımız birkaç güne hazır olacak

 

Moskova, Abhazya ve Güney Osetya’nın bugün Moskova’da toplanan Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) liderlerine yapması beklenen tanınma çağrısı ertelenirken bu konudaki hazırlıkların henüz tamamlanmadığı belirtildi.

 

Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş, başta Rusya olmak üzere BDT ülkeleri ve BM’ye yapacakları çağrı metninin birkaç gün içinde hazır olacağını söyledi. Bagapş, Abhazya gibi ‘de facto’ cumhuriyet olan Güney Osetya ve Transdinyester’in liderleriyle önümüzdeki on gün içinde bir araya geleceğini belirterek “Bundan sonraki hareketlerimiz için temel plan hazırlayacağız” dedi. Mesajın hazırlanmasının ortak hareket planının bir parçası olduğunu belirten Bagapş, yapacakları başvurulardan olumlu sonuç alma konusunda derin umut beslediklerini kaydetti.

 

22.02.2008  Ajans Kafkas

 

 

Rusya İle Abhazya’nın Karşılıklı İlişkileri

 

Prof. Dr. Sergey M. Şamba

 

Çeviren: Dr. Almagül İsina

 

Abhazya Cumhuriyeti SSCB’nin çöküşünden sonra her türlü kurum, sembol ve ulusal çıkarları hakkındaki görüşlere sahip bağımsız bir devlet olarak oluşumunun ilk aşamasını tamamlamıştır. Ülke tarihine retrospektif bakış, Abhazya devletinin bugünkü gerçeklerini, dünyada yaşanılan süreçlerin dışında değerlendirmenin mümkün olmadığını bir daha kanıtlamıştır. Bu anlamda bağımsız Abhazya Cumhuriyetinin kuruluşu, çağdaş dünyanın şeklini değiştiren derin tarihi süreçlerle doğrudan bağlıdır.

 

Yeni bağımsız devletlerin ortaya çıkmasını sağlayan en önemli faktörler arasında Sovyetler Birliği ile komünizm sisteminin çökmesi çok büyük etken olarak yer almaktadır.

 

SSCB’nin çöküşü, Yalta – Potsdam’da şekillendirilen dünya düzeninin sonu demektir.  SSCB dönemi sonrasında Abhaz halkının milli bilincinde, kendi milli kimliğine olan ilgisi tekrar canlanmıştır.  Kimlik arayışına yönelik bu ilgi,  sırasıyla dünyada yaşanan çok farklı süreçleri dikkate almak şartıyla ulusal çıkarların net olarak belirlenmesini öngörmektedir.

 

Güney Kafkasya her zaman büyük devletlerin ilgi odağı olmuştur. Tarihi süreçler boyunca, bölgede zaman zaman büyük güçlerin çıkarları çakışıyordu. Siyasi gerçekler, Kafkasya bölgesinde cereyan eden olayların siyasi süreçlere organik olarak dahil edilmesinden ibarettir.

 

Aynı zamanda ulusal çıkarlar, ülkenin milli güvenliğini ile ekonomik gelişimini korumaya yönelik öncelikli hedeflerin doğru belirlenmesini ve devamlı olarak düzenlenmesini gerektirmektedir.

 

Abhazya Prensliği Şubat 1810 yılında İmparator I. Aleksandr’ın Yüksek fermanıyla Rusya İmparatorluğuna dahil edilmiştir. Böylece, 2010 yılında bugünlerde de Abhazya Cumhuriyetinin dış politikasının öncelikli yönlerini belirleyen Rusya ile olan tarihten gelen ilişkileri 200 yılını dolduracaktır. Rusya ile stratejik ortaklık olanaklarının sürdürülmesi, Abhazya’ya her şeyden önce Kuzey Kafkasya ile Güney Rusya’daki kardeş halklarla ekonomik ve kültürel ilişkileri muhafaza etme ve geliştirme imkanı tanıyacaktır. Rusya devleti, ülkemizin ve ayrıca genel anlamda bölgenin en önemli ekonomik ortağıdır. Abhazya halkı dış tehditlerden koruyan gücün özellikle Rusya olduğunu görebilmektedir. Abhazya halkının toplu olarak kendilerine Rusya vatandaşlığı verilmesini talep eden başvurularıyla bu durum daha belirginleşmiştir.  Abhazya nüfusunun büyük çoğunluğuna Rusya vatandaşlığının verilmesi, onlara Rusya devleti tarafından korunacaklarına dair gerçek anlamda bir umut vermektedir.  Bunun yanı sıra, on üç yıl boyu Rusya’nın barışçıl güçleri, askeri harekâtların yeniden başlatılmaması için bir teminat olarak kalmaya devam etmektedir. Abhazya’nın fiilen Rusya’nın himayesi altında bulunduğu anlamına gelmektedir. Rusya Devlet Başkanı Putin’in, Abhazya’da yaşayan kendi vatandaşlarının kaderini ilgilendiren konularda, Rusya devleti olarak kayıtsız kalamayacağına ilişkin sözleri bizzat bu şekilde anlaşılmalıdır. Bu bağlamda, ABD ile Tayvan arasında başta askeri nitelikli anlaşmalar olmak üzere, düzenlenen bir takım devletlerarası anlaşmalardan oluşan mevcut işbirliği, Rusya ile Abhazya’nın karşılıklı ilişkilerinde sürdürülebilir bir model oluşturabilir.

 

ABD Devlet Başkanı George Bush, Çin’in Tayvan’a saldırısı durumunda karşısında ABD ordusunu bulmak zorunda kalacağını açıklamıştır (The Times, 26 Nisan, 2001). Margaret Thatcher, “Devlet Yönetme Sanatı” isimli kitabında, ABD’nin daha ileri gideceğini ve Tayvan’a bölgesel füzesavar sistemi temin edeceğini umut ettiğini belirtmiştir (Margaret Thatcher, Moskova, Alpina Pablisher, 2003, 232 s). Biz Rusya’nın, ABD gibi davranacağı ve bugünlerde olduğu gibi gelecekte de.

 

Abhazya meselesine Gürcistan’ın asla bir “iç” meselesi olarak bakmayacağı ve konuyla ilgili kararlılığını koruyacağı konusunda umutluyuz.

 

Rusya ile Abhazya arasındaki karşılıklı ilişkilerde, ülkelerimiz arasındaki ilişkiyi nitelikli ve yeni düzeye taşımayı sağlayan geçici ve geçişli bir model sıfatıyla bu modeli değerlendirmekteyiz. Bu durumla ilgili teklifler tarafımızdan oluşturulmuştur.

 

Bu ilişki, ortaklık ilişkisi olarak düşünülmektedir. Teklif ilk defa Devlet başkanı Ardzinba tarafından dile getirilmiş, ardından Abhazya Parlamentosu’nun Rusya Devlet Duma’sına yaptığı başvuruyla yankı bulmuştur. Söz konusu teklif, askeri ve siyasi konulardaki, gümrük, sınır düzenlemeleri ve ayrıca ekonomi ve kültür alanlarındaki devletlerarası anlaşmaların imzalanmasını kapsamaktadır. Abhazya Cumhuriyeti Parlamento’sunun Abhazya Cumhuriyetinin bağımsızlığının tanınmasına ve Rusya Federasyonu ile Abhazya Cumhuriyeti arasında ortaklık ilişkilerinin kurulmasına ilişkin Rusya Federasyonu Devlet Başkanı ile Rusya Federasyonu Federal Toplantı’sına yaptığı başvuruyu değerlendiren Devlet Duma’sı, Rusyalıların çok sıkı bir şekilde bağlarının bulunduğu Abhaz halkının problemlerinin adil bir şekilde çözülmesi için, ülkeye karşı Rusya’nın derin tarihi, siyasi ve insaniyet perverlik ilgisinin olduğunu belirtmiştir.

 

Başvuruda, Abhazya Cumhuriyeti Parlamento’sunun başvurusunun argümanlara dayalı, hukuki, ilmi ve tarihi bakımdan geliştirilen bir belge olduğu da vurgulanmıştır. Devlet Duma’sı milletvekilleri, Abhazya Cumhuriyeti Parlamento’sunun Rusya Devlet Başkanı ile Rusya Federal Toplantı’sına yapmış olduğu Abhazya Cumhuriyetinin bağımsızlığının tanınmasına ve Rusya Federasyonu ile Abhazya Cumhuriyeti arasında ortaklık ilişkilerin kurulmasına ilişkin başvurunun, Abhazya nüfusunun gerçek umudunu yansıttığını ve söz konusu bölgede insan haklarının, barışın ve güvenliğin sağlanması, ayrıca Gürcü-Abhaz çatışmasının adil bir şekilde çözülmesi için tam anlamıyla dünya kamuoyu tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünmektedirler.

 

Aynı şekilde, Devlet Duma’sı milletvekilleri, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı V. Putin’in ve Rusya Federasyonu Devletinin Abhazya’nın ekonomik durumunun iyileşmesine ve ülkenin dış ekonomik faaliyetleri üzerindeki sınırlamaların (ambargonun) kaldırılmasına yönelik yürüttüğü çabalarının desteklenmesi gerektiğini de açıklamışlardır. Buna ilaveten, Rusya ve dünya kültür eserlerinin sağlanması, Abhazya nüfusuna eğitim alanında yardım etme, Abhazya topraklarında yaşamakta olan Rusya Federasyonu vatandaşları ile Abhaz asıllı olup Rusya uyruğuna tabi insanların haklarının korunması konusundaki girişimlerin de desteklenmesi, milletvekilleri tarafından öngörülmektedir.

 

Devlet Duma’sı, Abhazya Cumhuriyeti Parlamento’sunun Rusya Federasyonu Devlet Başkanı ile Rusya Federasyonu Federal Toplantı’sına yaptığı Abhazya’nın bağımsızlığının tanınmasına ve Rusya Federasyonu ile Abhazya Cumhuriyeti arasındaki uluslar arası hukuk normlarına, Rusya’nın hukuk mevzuatları ile prosedürlerine uygun olarak, ortaklık ilişkilerinin inşa edilmesine yönelik başvurusunu dikkate alarak, Rusya Federasyonu’nun kendi politikasını yaratması gerektiğini doğru bulmaktadır.

 

Asırlar boyu Rusya’nın tam anlamıyla siyasi hakimiyet bölgesi olan ve olmaya devam eden, her şeyden önce Rusya’nın Kafkasya’daki daimi menfaatlerini karşılayan bu devamlı ve kararlı politika, prensip olarak bölgedeki istikrarın sağlanmasında önemli bir faktör olacaktır. Bu durum, yaklaşan Soçi Kış olimpiyatı arifesinde büyük önem kazanacaktır.

 

Son altmış yıl içinde dünya düzeninin sistemi iki kez değişmiştir. II.Dünya Savaşından sonraki yirmi yıl boyu onlarca bağımsız devletin ortaya çıkma süreci devam etmiştir. Bu olay, kısmen kanlı savaşları da beraberinde getirmiştir. Sonuç itibariyle bu devletlerin bağımsızlıkları, dünya kamuoyu tarafından kabul edilmiş ve onlar BM’e üye olmuşlardır.

 

1991 yılından beri dünyada benzer süreçler yaşanmakta olup, dünya düzeninin modernizasyonu sonucunda ortaya çıkan devletlerin aynı şekilde dünya kamuoyu tarafından tanınması gerektiği konusunda adil bir argüman bulunmamaktadır. Özellikle SSCB’nin üzerinde baskı kurduğu “Helsinki Nihai Senedi”’nin “ilk sepetinin” siyasi ve bölgesel içeriği, geçerliliğini ve önemini çoktan yitirmiştir. Sovyetler Birliği dünya arenasından silinmiş, Yugoslavya ve Çekoslovakya artık yok, Doğu ve Batı Almanya ise birleşmiştir.

 

Günümüzde Kosova’nın bağımsızlığına ilişkin mesele genişçe müzakere edilmektedir. Aynı zamanda Kosova’nın bağımsızlığı meselesinin, tanınmayan diğer devletler için emsal oluşturmaması yönünde başvurular da yapılmaktadır. Konuyla ilgili olarak, sadece Rusya Federasyonu Devlet Başkanı V.Putin’in görüşü, sergilenen tek objektif tutumdur. Kosova’nın bağımsızlığının tanınması ve bundan bir dizi benzer problemlerin çözümünde bir emsal sıfatıyla yararlanılması, dünya politikasının önemli taraftarlarının objektiflik göstermelerinin yanı sıra, problemlerin barışçıl ve askeri yöntemle çözümünün mümkün olmadığı birçok mevcut kördüğümü bir çırpıda çözmeye yardımcı olacaktır.

 

Elbette ki birçok ülke için, bu karar sancılı olacak, ancak sadece daha önceden oluşmuş hukuki bir durumu tamamlamış olacaktır. Avrupa Birliği Parlamentosu Asamblesi, yakın geçmişte totaliter komünizm rejiminde yaşanılan toplu insan hakkı ihlalini kınayan bir karar kabul etti. Bu kararda, bu insanlık suçundan en çok eski SSCB halklarının yara aldığı belirtilmektedir. Rejiminin baskısını çeken birçok diğer halk gibi, Abhazya da, 1931 yılında sadece Stalin’in isteği üzerine Gürcistan’a otonom Cumhuriyet olarak bağlı kılınan bir ülke olarak, Abhazya meselesine kararlı ve objektif bir şekilde yaklaşmaları için BM, AGİT, AB ve uluslararası kuruluşlara seslenmektedir.

 

SSCB’nin çökmesinden önce Abhazya, Stalin’in isteği üzerine kaybedilen Cumhuriyet statüsünü tekrar kazanmaya yönelik meseleyi defalarca gündeme getirmiş ve SSCB’den çıkmak için değil, aksine ülke genelinde yapılan Mart referandumunda SSCB’nin devam etmesi yönünde oy kullanmıştır.

 

Durum, Gürcistan’ın bağımsızlığının ilanından sonra değişmiştir. Bilindiği üzere, Sovyet Anayasa’sında ilan edilen ve Cumhuriyetlerin SSCB’den ayrılmasını öngören normda, gereken mekanizma sağlanmamıştır.

 

Bununla ilgili olarak, SSCB Yüksek Kurulu 1990 yılında SSCB’den Cumhuriyetlerin çıkmasıyla ilgili düzenleyici yasa kabul etmiştir. Bu yasa gereği, Cumhuriyetlere dahil olan ve SSCB’den ayrılma isteklerini gündeme getiren otonom oluşumlar, bağımsız olarak meseleyi çözebiliyorlardı (yeri gelmişken, Yugoslavya’nın Anayasa’sında Kosova’nın muhtariyeti için bu tür hakkın tanımadığını belirtmekte yarar var).

 

SSCB’nin devam edip etmemesi konusunda yapılan oylamada Abhazya en demokratik yöntemle-genel referandumla- oylamaya yanıt vermiştir. Ancak, Gürcistan bütün bu faktörleri tamamen yok sayarak, SSCB’den ayrılmıştır. Gürcü yönetimi SSCB’den ayrılırken, Sovyetler döneminde kabul edilen hukuken geçersiz tüm mevzuatları ilan etmiştir. Gürcistan böylece Abhazya ile olan ilişkilerini kendisi kesmiştir.

 

Abhazya’nın, Gürcistan’ın bağımsızlığının ilanıyla ilgili olarak yapılan referanduma katılmadığını belirtmek çok önemlidir. Bu şekilde, Gürcistan’ın SSCB’nden ayrılmasından sonra da Sovyet döneminde hukuken geçerli olan mevzuatlar açısından değerlendirilirse, Abhazya halen fiili anlamda SSCB’ye bağlı idi.

 

Belvejsk’de SSCB’nin dağılışının resmi olarak ilanından sonra, Abhazya artık SSCB’nin bir parçası değildi. Böylece, 1990 yılı sonlarından itibaren Abhazya fiilen ve hukuken bağımsız bir devlettir. Söz konusu dönemden bugüne kadar Abhazya Cumhuriyeti daima kararlılığını ve hayatiliğini sergilemektedir. Abhaz halkı 1992-1993, 1998 ile 2001 yıllarında olmak üzere üç kez kendi kaderini belirleme hakkını kazanmak için silahlı mücadele vermiştir.

 

Ambargo ve sürekli siyasi baskı ortamında devam ettiği bağımsızlık yılları boyunca Abhazya barışçıl politikası olan, demokrasi prensiplerini benimseyen, gelişen ekonomiye sahip, insan haklarına saygılı ve çevreye zarar vermeyen bir devlet olarak kurulduğunu göstermektedir.

 

Bu durum, Abhazya Cumhuriyetinin Rusya ve ardından dünyadaki diğer devletler tarafından tanınması için elverişli şartlar oluşturacaktır.Bununla ilgili olarak, Abhazya’nın bağımsızlığını tanıyan öyle bir mekanizmanın geliştirilmesi gerekiyor ki bu da Rusya Federasyonunun önde gelen uluslararası ortaklarını rahatsız etmeden, her iki tarafın da menfaatine tamamen uygun olmalıdır.

 

Bir dizi faaliyeti, söz konusu mekanizma çerçevesinde, kapsamlı ve zamanında gerçekleştirildiğinde hayata geçirilebilir. İkili faaliyetler olarak aşağıdakileri ayırmak gerekiyor:

 

Rusya Federasyonu Devlet Duma’sı ve Rusya Federasyonu Federal Toplantısının Abhazya, Pridnestrovye ve Güney Osetya halklarına ilişkin 2006’nın sonbaharında kabul edilerek, Rusya Federasyonu Devlet Duma’sı kararıyla onaylanan hakların tanınmasına ilişkin inisiyatifinin geliştirilmesi;

 

Rusya ile Abhazya arasında önemli noktalar üzerine bir dizi devletlerarası anlaşmaların imzalanması, yasaları uyumlaştırma yoluyla Abhazya’nın Rusya Federasyonu’nun hukuk alanına entegre edilmesi, ayrıca Abhazya’nın imzalanan devletlerarası anlaşmalara istinaden Rusya Federasyonu uluslar projesine çekilmesi;

 

Rusya, Abhazya Cumhuriyetinin, Pridnesrtovye Moldova’nın ve Güney Osetiya Cumhuriyetinin bağımsızlığını tanıyarak, SSCB’nin çöküşünün siyasi ve hukuki düzenlemesini tamamlamış ve bununla hukuki anlamda Sovyetler Birliğinin halefi statüsünü onaylamış olacaktır.

 

Bu durumda Rusya, kendine sadık devletler olarak Abhazya, Pridenstrovye ile Güney Osetiya’yı içine alan “iyi komşuluk şeridi” yaratma imkanına kavuşacaktır.

 

Hiç şüphesiz ki Rusya’nın atacağı bu tür adımlar, Abhazya’nın bağımsızlığını desteklenmesi yönünde defalarca görüşlerini belirten Kuzey Kafkasya ve Güney Rusya halkı tarafından desteklenecektir. Rusya, bunu başardığında bölgedeki durumlara müdahale konusunda ek etki potansiyeline sahip olacaktır. Söz konusu senaryonun gerçekleşmesi için Rusya Federasyonundan herhangi bir ek maddi masraf talep edilmemektedir.

 

Abhazya’nın ekonomisi bugünlerde fiilen tek ticari ve ekonomik ortağı, kreditörü ve ülke sınırlarındaki önemli yabancı mülkiyet sahibi olan Rusya’yla çok sıkı olarak bağlıdır. Aynı şekilde Abhazya’daki Rusya iş ortamının da, doğal olarak bağımsızlığın hukuken tanınmasından sonra değişmeyecek anlaşmalarının, bağımsız devletlerin fiili (de facto) mevzuatlarına göre düzenlenmiş olması sebebiyle, mülkiyet dokunulmazlığı ve yatırımların korunmasına dair herhangi bir ek teminat talep etmesine gerek kalmayacaktır.

 

Rusya tarafı önemli transit ulaşım koridoruna ve yaklaşan 2014 Kış Olimpiyatlarına çok yakın Karadeniz boyunu kapsayan altyapı nesnelerine giriş olanağına sahip olacaktır.

 

Rus ordusunun söz konusu önemli stratejik bölgedeki varlığına dair mesele, ikili Rus-Abhaz ilişkilerinin düzlemindeki uluslararası gündem çerçevesinin dışına taşınmış olacaktır.

 

Müteakip ve aşamalı ilerleme yolundaki bazı önemli mesafelerin başarılı bir şekilde alındığını belirtmek gerekiyor. Bunlara örnek olarak hiç şüphesiz ki Abhazya’nın ruble bölgesine dahil olmasını, Abhazya nüfusuna Rusya vatandaşlığının verilmesini, vizesiz rejim ve Abhazya ekonomisine akmaya başlayan Rus yatırımlarını gösterebiliriz.

 

Aynı zamanda Kosova etrafında dönmeye başlayan olaylar babında, Abhazya’nın bağımsızlığının aşamalı olarak tanınmasına ilişkin önerilen proje zaman açısından sınırlıdır.

 

Rusya, Kosova’nın bağımsızlığının tanınması durumunda yeterli derecede ve kararlı olarak hızlıca yanıt vermediği durumda, anı kaçırmış olacak ve konu önemini yitirdiği zaman onunla ilgili referansları gerektiği şekilde kabul edilmeyecektir.

 

Çağdaş dünya kendi yaşamının temelini, katı, kısmen aşırı rasyonalizm kurallarına göre kurmakta ve devletlerarası ilişkilerde her türlü soyutlama, uluslararası politikanın önemli aktörlerinin esas çıkarlarına yerini bırakarak ikinci plana itilmektedir.

 

Çağdaş uluslar arası hukuk- bir devletten eski merkezin rızası olmadan çıksa da- herhangi bir şekilde yeniden kurulan devletin haklarını sınırlayıcı hiçbir yasa normunu öngörmemektedir.

 

Rusya, Abhazya’nın tanınmasına ilişkin hakkını kullanırken, kendi siyasi ve ekonomik menfaatlerinin korunmasına yönelik ihtiyaçtan hareketle, ayrıca siyasi ve ekonomik açıdan bir bütünlüğüne dayanacaktır.

 

Tarihi adaleti yeniden canlandırmaya yönelik Rusya’nın bu tutumu, yüksek moral açısından aklanacaktır; o aynı şekilde genel referandumla beyan edilen halkın iradesine sıkı bir şekilde dayanacaktır.

 

 Priştina Moskova'yı Birleşmiş Milletlere geri gönderiyor

 

Rusya Hükümeti zaman geçirmeden, atılan bu adımı tartışmak için BM Güvenlik Konseyi toplantısı talep ederek, Kosova'nın bağımsızlık ilanına tepki gösterdi. Bu arada uzun süre Moskova tarafından destek gören bağımsızlığını ilan etmiş eski Sovyet cumhuriyetleri, uluslararası tanınma için daha iyi bir ihtimal varolasılığına seviniyorlar.

 

Dışişleri Bakanlığının açıklamasında eski Sovyet cumhuriyetlerinin olası bir tanınmasından söz etmiyor. Cumhurbaşkanı Putin, geçen hafta Rusya'nın, 'Batı'nın akılsız ve yasal geçerliliği olmayan kararları'nı taklit etmeyeceğini açıklamıştı.

 

15 ve 17 sene önce Gürcüstan'dan bağımsızlıklarını ilan eden Abhazya ve Güney Osetya Cumhurbaşkanları, kendileri için de uluslararası tanınma talep edeceklerini açıkladılar.

 

Abhazya Cumhurbaşkanı Sergey Bagapş Pazar günü Interfaks Haber Ajansı'na, ''Kosova bir örnektir ve kesinlikle bir seferlik mesele değil'' dedi. Güney Osetya Cumhurbaşkanı Eduard Kokoytı ise, her iki Cumhuriyetin Kosova'dan daha çok tanınma hakkı olduğunu açıkladı.

 

''Kosova'nın bugün yaptığını Güney Osetya halihazırda 17 sene önce yaptı'' Kokoytı devamen.

 

Bagapş ve Kokoytı, Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsız devletler olarak tanınması için, Birleşmiş Devletler Topluluğuna ve Birleşmiş Milletlere resmen başvuruda bulunacaklar.

 

Her iki Cumhurbaşkanının demeçleri dış ülke temsilcileri tarafından da tekrarlandı.

 

Abhazya Hükümeti Almanya Temsilcisi Dr. Khibla Amıçba ''Bunu -Kosova'nın bağımsızlık ilanı- bir halkın kendi kaderini tayin etme hakkına örnek olarak karşılıyoruz'' dedi.

 

Londra Doğu Araştırmaları Akademisi Kafkas Dilleri Profesörü ve Abhazya İngiltere fahri Konsolosu George Hewitt de tasdik ediyor.

 

''Kosova'da ne olursa olsun, bu Abhazya için bir örnektir''. ''Batı, rus gücünün yerleşmesini görmek istemiyorsa, bir adım atarak Abhazya'nın bağımsızlığını kabul etsin''.

 

Hewitt, mevcut durumun, tanınma olmadığı sürece diğer devletlerle ilişki kurmanın imkansız olduğunu, dolayısı ile Moskova'nın  büyük nüfuz sahibi olacağı anlamına geldiğini belirtti.

 

20.02.2008  The Moscow Times

 

 Sergey Şamba BM Genel Sekreteri Gürcüstan Dostlar Grubu'nun Gürcü-Abhaz sorunu ile ilgili toplantısına katıldı

 

Cenevre, BM Genel Sekreteri Gürcüstan Dostlar Grubu'nun Gürcü-Abhaz sorunu ile ilgili toplantısı 18-19 Şubat tarihleri arasında Cenevre'de yapıldı. Toplantıya Gürcü ve Abhaz delegasyonlarıda davet edildiler. Abhazya Dışişleri Bakanı sayın Sergey Şamba'nın başkanlık ettiği Abhaz Delegasyonu'nu Abhazya Savunma Bakanı Yardımcısı bay Garri Kupalba ve Abhazya Dışişleri Bakanlığı Protokol Bölümü Başkanı bayan Asida İnapşba temsil ettiler.

 

Dışişleri Bakanı sayın Sergey Şamba, telefonla bildirdiğine göre, toplantının, Kosova'nın bağımsızlık ilanı ve Abhaz-Gürcü görüşmelerindeki engellerle bağlantılı olan özel şartlar altında geçtiğinin altını çizdi.

 

Şamba toplantıda, BM Genel Sekreteri Dostlar Grubu temsilcilerinin yola çıktığı ''Tiflis ile Sohum arasında yasal selahiyetlerin taksimi ile ilgili ''Boden Planı''nında yer alan önerilerin tükendiğini ve tüm güncelliklerini kaybettiklerinin altını çizdim'' dedi. Şamba, başından beri bu belgeyi ele almayı red ettiklerini de hatırlattı.

 

Dışişleri Şamba'nın görüşüne göre, müzakere prosedüründeki arabulucular, bağımsızlık hakkının aynı toprak bütünlüğü kadar tanınması gerektiğini anlamalılar. ''Bu olmadığı sürece, objektif arabulucu olamazlar ve bizde onlara gerçekte Gürcü dostu olarak bakarız, dedi Şamba.

 

Toplantıda Gürcü tarafıda görüşlerini belirtti.

 

19 Şubat günü BM Genel Sekreteri Dostlar Grubu, tarafların ortaya koydukları görüşleri doğrultusunda, kendi önerilerini belirtecek.

 

BM Genel Sekreteri Dostlar Grubu Toplatıları, BM Genel Sekreteri'nin barışı koruyucu girişimlerden sorumlu yardımcısı Jean Marie Guehenno başkanlığında 1998 den beri senede iki defa yapılıyor.

 

Şamba, Kosova'nın bağımsızlığl ile ilgili olarak, ''Dün şehir içinde araba ve bayraklarla dolaşan Arnavutların fırtına gibi bir coşku ve sevinc gösterisi izledik. Lozan'da Kosova'nın bağımsızlığı anısına yaılan büyük bir Mitingin şahidi olduk'', dedi

 

Şamba, Abhazya'nın bağımsızlığı düşüncesinin temel taşının 26 Kasım 1994 de kabul edilen Abhazya Cumhuriyeti Anayasa'sı ile atıldığının altını çizerek, 3 Ekim 1999 da halk oylamasında Abhazya halkının % 97,7'sinin bağımsızlık düşüncesini desteklediğini ve 12 Ekim 1999 dada Parlamentonun Abhazya'nın fiili bağımsızlığını kabul ettiğini açıkladı.

 

''Biz sebatla hedefimizi, yani, bağımsız bir devletin inşası ve bağımsızlığımızın uluslararası camia tarafından kabul edilmesi, gerçekleştiriyoruz. Kosova, çeşitli açıklamalara rağmen, yeni şartlar oluşturuyor. BM Genel Sekreteri Dostlar Grubu toplantısında bunu belirttim''.

 

Kosova'nın bir çok Avrupa ülkesi tarafından tanınmasının ardından, Rusya'nın Abhazya'nın bağımsızlığını tanıması beklenebilirmi? sorusuna Şamba, ''Bu soru hakkında Rusya Dışişleri Bakanlığı nezdinde istişarelerde bulunduk. Cumhurbaşkanı sayın Sergey Bagapş Rusya Dışişleri Bakanı sayın Sergey Lavrov ile yapılan toplantıya katıldı. Rusya Dışişleri Bakanlığının bazı varyantları var''.

 

Dışişleri Bakanı Sergey Şamba, Rusya'nın en kısa zamanda ''Abhazya'nın bağımsızlığını kabule götürecek doğru bir yol seçeceğine'' inanıyor.

 

19.02.2008  Apsnıpress

 

 Kafkas diasporası: Dünya Abhazya'yı da tanımalı

 

İstanbul, Kosova’nın tek taraflı bağımsızlığını tanıyanlar kafilesinde başı ABD, Türkiye ve Fransa çekerken Kafkas diasporası da ta 8. asırdan beri devlet olma geleneği olan ve 1992-1993’teki savaştan bu yana da bağımsızlığını perçinleyen Abhazya’nın da tanınması çağrısı yaptı.

 

Türkiye’de çok sayıda Kafkas sivil toplum örgütünün ortak iradesiyle kurulmuş olan Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi’nin başkanı İrfan Argun, uluslararası toplumun çifte standarda son verip devlet olma rüştünü ispatlamış olan Abhazya’yı gecikmeden tanıması gerektiğini belirtti. Argun yazılı açıklamasında ABD ve AB’nin Kosova’nın başka ülkelere emsal teşkil edemeyeceği savına itiraz ederek, “Kosova’nın 17 Şubat 2008 tarihinde tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmesinin ardından başta ABD, Türkiye ve Batılı ülkeler olmak üzere çeşitli devletlerin bu bağımsızlığı tanımaları uluslararası sistemin geleneksel yapısında köklü bir değişiklilik anlamına gelmektedir. Tüm dünyanın gözü artık bağımsızlığını ilan eden ve demokratik, çoğulcu ve modern bir devlet olma yolunda önemli adımlar atan Abhazya’dadır. Kosova’nın kendine has, başka yapılara örnek teşkil etmeyecek bir süreç olduğunu iddia etmek ve bu çerçevede politikalar yürütmek iki yüzlülükten başka bir anlama gelmemektedir” dedi.

 

‘Abhazya daha fazla tanınmaya hak ediyor’

 

Abhazya’nın gerek tarihten gelen devlet olma geleneği gerekse savaştan bu yana geçen 15 yıllık süreçte tüm demokratik kurumlarını tesis edip işler hale getirmesi açısından tanınmayı hak eden ülkelerin başında geldiğini belirten Argun, Türkiye’nin Abhazya politikasını eleştirdiği açıklamasında şunları kaydetti:

 

“Tarihsel gerçekler ve süreç Abhazya için gayet açık olarak ortadadır. Gerek Abhazya’da gerekse diyasporada yaşamlarını sürdüren Abhazlar için tarihi günler yaşanmaya devam ediyor ve bunun sonucunun uluslararası camia tarafından tanınan tam bağımsız Abhazya devleti olduğuna kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

 

8.yüzyılda krallıklar kurarak günümüze kadar devlet olma özelliklerini koruyarak gelen, Abhaz Cumhuriyeti Devleti, Kafkasya’nın siyasi ve ekonomik hayatında önemli roller oynamıştır. Bu tarihten günümüze Abhazya’nın ve Abhazların yürüttükleri çoğunlukla kanlı mücadeleler hem Kafkasya’nın hem de bugünkü bağımsız devletimizin tarihidir. Defalarca anlatıldığı üzere Sovyetler Birliği’nin dağılması sürecinde Abhazya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Yüksek Konseyi, Abhaz Devleti’nin korunması hedefiyle, 25 Ağustos 1990 tarihinde ‘Abhazya Devlet Egemenliği Bildirisi’ni ve ‘Abhazya’nın devlet yapısının korunmasının yasal garantisi’ olarak bir karar kabul etmiştir. Bu karar Gürcü SSC Yüksek Konseyi tarafından alınan ‘Abhazya’nın Gürcistan bünyesine dâhil edilmesi’ kararının yasal dayanağını ortadan kaldırarak Abhazya’nın bağımsızlığının yolunu açmıştır. Takiben 23 Temmuz 1992’de de Abhazya Yüksek Konseyi, 1925 yılındaki Anayasayı esas alarak, Abhazya’nın uluslararası haklara sahip, bağımsız bir devlet olduğunu ilan etti. Ağustos 1992-Eylül 1993 Bağımsızlık Savaşı da bu sürecin Abhazya açısından geri dönülmezliğini perçinlemiştir. 26 Ekim 1994’te Abhazya Cumhuriyeti Parlamentosu, halkın kendi kaderini tayin etme hakkına binaen, Abhazya’nın bağımsız demokratik, hukuk devleti olduğunun ilan edildiği yeni Abhazya Anayasasını kabul etti. 3 Ekim 1999 tarihinde, Abhazya’da ülke çapında halkın % 97,7’sinin bağımsızlıktan yana oy kullandığı, bir referandum gerçekleştirildi. 12 Ekim 1999’da da “Abhazya Cumhuriyeti’nin bağımsızlık belgesi’ kabul edildi. Bu karar ya da belge BM tüzüğüne, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar ile ilgili uluslararası anlaşmalara, Viyana bildirisine ve diğer uluslararası hukuk sözleşmelerine uygundur. Bu karara tüm dünyanın saygı göstermesi beklenmektedir. Diyasporanın da temel isteği ve beklentisi budur.

 

Bugün Abhazya, BM tarafından kabul edilen, bağımsız, egemen bir devlette olması gereken bütün özelliklere ve vasıflara sahip bulunmaktadır. Abhazya, güçler ayrılığı ve temsili demokrasi esasına dayanan, demokratik, sosyal bir hukuk devletinde olması gereken bütün kıstaslara sahip bir devlettir. Abhazya Cumhuriyeti’nde demokratik kurumları yerleşmiştir. Gelişmiş sivil toplum, bağımsız, özgür bir basın, meşru muhalefet ve etkili hukuk sistemi bulunmaktadır. Savaş sonrası 15 yıllık dönem, bağımsızlığı henüz tanınmamış Abhazya Cumhuriyeti’nin yaşama kabiliyetini teyit etmiştir. Artık istenen ve beklenen tüm dünyanın BM teşkilatı yasasına uygun olarak, Abhazya’nın egemenlik ve bağımsızlığını kabul etmesidir. Abhazya da bu hakkı talep etmektedir. Diyaspora bu kararın arkasındadır ve sonuna kadar Abhazya’nın bağımsızlığının tanınması mücadelesini destekleyecektir.

 

Diyaspora nüfusunu büyük bir kısmının barındırması ve Kafkasya açısından temel aktörlerden biri olması hasebiyle Türkiye’ye de önemli sorumluluklar düşmektedir. Şimdiye kadar Abhazlar açısından beklenilen dirayeti ve politik yaklaşımı sergileyemeyen Türkiye’nin bu konuda doğru adımları artık hızla atması beklenmektedir. Aksi takdirde Türkiye sonu gayet açık bu süreçte telafisi mümkün olmayan kayıplara uğrayacaktır.”

 

19.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Kosova Abhazya ve Güney Osetya'yı tetikledi

 

Moskova, Kosova’nın tek taraflı bağımsızlığını ilan edip tanınmak için BM’in 192 üyesine mektup göndermesi Kafkasya’nın ‘de facto’ bağımsız ülkelerini de tetikledi. SSCB'nin dağılmasının ardından Gürcistan'dan bağımsız kalan Abhazya ve Güney Osetya da uluslararası toplumdan pek yakında tanınma isteyecek.

 

Moskova’da kamp kuran Abhazya ve Güney Osetya Devlet Başkanları Sergey Bagapş ve Eduard Kokoytı bugün İnterfax ajansının merkezinde basın toplantısı düzenleyip tanınma arayışlarının süreceğini kaydetti.

 

Bagapş, "Kosova'nın ardından Abhazya, Güney Osetya ve Transdinyester'in duracağını sananlar büyük hata ediyor. İki yıl öncesinden Kosova'nın durumunun bizim için önemli olmadığını söylemiştik. Bağımsızlık kampanyamıza önceden başladık ve sonuna dek gideceğiz" diye konuştu. Abhazya ve Güney Osetya, Moldova’dan bağımsızlığını ilan etmiş Transdinyester’i de aralarına alarak başta Rusya olmak üzere uluslararası toplum tarafından tanınmış devlet olabilmek için ortak hareket ediyor.

 

Abhazya ve Güney Osetya liderleri yakında bağımsızlıklarının tanınması için Rusya Federasyonu, Bağımsız Devletler Topluluğu ve diğer uluslar arası örgütlere başvuracaklarını kaydetti. Bagapş, “Bağımsızlık yolunda bizi birçok engelin özellikle de Gürcistan'dan gelecek engellerin beklediğini biliyoruz. Tavrımız biliniyor, bundan sonra da bağımsızlık için mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.

 

‘Artık ambargo kalkmalı’

 

Batı’nın çifte standardı bir kenara bırakması gerektiğini vurgulayan Abhazya lideri, şöyle konuştu:

 

“Kosova'nın tanınması meselesi bittiyse, bu süreç bittiyse artık galiba Abhazya'ya yönelik ambargonun kaldırılması, deniz, hava ve demir yolu ulaşımının açılması meselesine dönmenin zamanı geldi. Avrupa tüm meselelere medenice yaklaşmalı. Dünyada kötü halk ve kötü devlet yok. Çifte standartlarla durumu izahı zor hale sokan uluslararası örgütler var. Bu felaket ve gözyaşından başka bir şey getirmez."

 

Kodor Vadisi’nden Gürcü birliklerinin çıkarıldığının ertesi günü Gürcistan ile müzakere masasına oturmaya hazır olduklarını da ifade eden Bagapş, aksi halde Tiflis’le herhangi bir müzakere sürecinin olmayacağını kaydetti.

 

Kokoytı: Çifte standardı bırakın

 

Eduard Kokoytı da, uluslararası topluma şubat sonuna kadar başvuruda bulunacaklarını ve atılacak adımlar konusunda Abhazya ve Transdinyester ile ortak hareket ettiklerini belirterek, "Şu anda gerekli tüm belgeleri hazırlıyoruz ve Şubat sonuna kadar belgeler adreslere yollanacak ve yayınlanacak. Tüm hareketlerimizde mutabakat içindeyiz ve bağımsızlığının tanınması yolunda uyum içinde hareket ediyoruz" dedi.

 

Kosova’nın durumunu değerlendiren Kokoytı, Güney Osetya'nın uluslararası toplum tarafından tanınması konusunda Priştine'den daha fazla hukuki dayanağı olduğunu savunarak, "Bu bizi (Güney Osetya, Abhazya ve Transdinyester) hareketlerimizde daha kararlı olmaya iten ciddi bir örnek" ifadelerini kullandı. ABD ile AB’yi çifte standartlı olmakla suçlayan Kokoytı, “Kosova'nın bugün başladığı yolu Güney Osetya 17 yıl önce geçti” dedi.

 

‘Sorun Rusya yanlısı tutum’

 

Kokoytı, Batı’nın Güney Osetya ve Abhazya’yı bu ülkelerin Rusya ile sıkı ilişkilerinden ötürü tanımayı reddettiğini belirterek şöyle dedi: "Hem Güney Osetya hem Abhazya'ya defalarca Rusya yanlısı yönelişinizi bırakın ve tanınma konusunda probleminiz olmasın şartı konuldu."

 

Rusya'nın Güney Osetya ile ortak ve müttefik olacağının altını çizen Kokoytı, Gürcü-Abhaz ve Gürcü-Oset müzakere sürecinin çıkmaza girmesinden ötürü Gürcistan yönetimini suçladı.

 

Kokoytı, Rusya’nın bölgede ‘barışın garantisi’ olduğunu savunarak “Kafkasya'da en büyük tehlike Gürcistan'dan ve radikal bir tavır alan Gürcü yönetiminden geliyor” dedi.

 

Gürcistan'ın NATO'ya girme gayretleri ile ilgili olarak da Kokoytı, “Bu ülke birliğe girme hakkına sahip, ancak bu Abhazya ve Güney Osetya olmadan olacak” diye konuştu.

 

18.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Saakaşvili: Rusya ateşle oynamasın

 

Tiflis, Abhazya ve Güney Osetya’nın Kosova’nın bağımsızlık ilanına paralel olarak uluslararası tanınma çabalarını Moskova’ya taşıması Tiflis’in sinirlerini bozuyor.

 

Gürcistan, Rusya’nın Tiflis Büyükelçisi Vyaçeslav Kovalenko’yu önceki gün Dışişleri Bakanlığı’na çağırarak Güney Osetya ve Abhazya Devlet Başkanları Eduard Kokoytı ile Sergey Bagapş'ın Moskova'da ağırlanmasını protesto ederken Devlet Başkanı Mikhail Saakaşvili de Rusya’ya “Ateşle oynama” diye çıkıştı.

 

Saakaşvili, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Bagapş ve Kokoytı’yı kabul etmesinden duyduğu rahatsızlığı "Moskovalı meslektaşlarıma hatırlatmak isterim ki, kanunsuz terör eylemleriyle korkutmakla meşgul olan bu insanları yüksek düzeyde kabul ettiler. Bunlar, etnik temizlik yapan insanlardır ve onlarla Moskova'da üst düzeyde görüşmek bu ülkenin menfaatine değil" sözleriyle dile getirdi. Bakanlar Kurulu toplantısında konuşan Saakaşvili şu ifadeleri kullandı: "Rusya'nın Gürcistan'ın ayrılıkçı bölgelerindeki kendi vatandaşlarını koruma hakkı olduğu fikrini duyuyoruz. Eğer Abhazya ve Güney Osetya'da Rusya'nın kendi vatandaşları varsa onlar orada kanunsuz olarak bulunuyor ve biz onların vatandaşlığını kabul etmiyoruz. Hiçbir ülke Gürcistan yönetiminin onayı olmadan onun bölgesinde kendi vatandaşlığını kanunlaştıramaz, hele de bu vatandaşların haklarını güç yoluyla savunmaya aday olamaz."

 

Saakaşvili Abhazya ve Güney Osetya'da yaşayanların Gürcistan vatandaşı olduklarını ve Gürcistan'ın kendi vatandaşlarını ve onların yaşadıkları bölgeleri koruma hakkı olduğunu savundu.

 

18.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Rusya Abhazya ve G. Osetya için çok temkinli

 

Moskova, Kosova hükümeti yarın tek taraflı bağımsızlığını ilan edeceğini duyururken gözler misilleme olarak Abhazya ve Güney Osetya’yı tanıyabileceği beklentisine yol açan Rusya’ya çevrildi.

 

Moskova’da Abhazya ve Güney Osetya Devlet Başkanları Sergey Bagapş ve Eduard Kokoytı’nın Cuma günü Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşmenin ardından Moskova’dan son derece dikkatli bir açıklama geldi. Rus Dışişleri Bakanlığı, Kosova’nın tek taraflı tanınmasının Rusya’yı Abhazya ve Güney Osetya konusunda politika değişikliğine zorlayabileceğini kaydetti. Ancak açıklamada iki ‘de facto’ bağımsız ülkenin tanınacağına dair bir ifade yer almazken Rusya’nın Gürcistan’la sorunun barışçıl çözümünden yana olduğu mesajı dikkati çekti. Kosova’yı hemen tanıyacak ülkeler arasında ABD’nin yanı sıra AB’den Britanya, Fransa, İtalya ve Almanya başı çekiyor. Sırbistan’la ilişkileri olan Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkeler Kosova’nın bağımsızlığına karşı çıkarken ‘ayrılıkçılık’ ya da ‘azınlık’ sorunları olan AB üyeleri kesinlikle BM Güvenlik Konseyi kararı olmadan Kosova’ya bağımsızlık statüsü verilmesini istemiyor. Bu ülkelerin başında da Bask ve Katalan halklarının bağımsızlık isteği ile karşı karşıya bulunan İspanya geliyor. Hakeza Flaman-Valon kapışmasının yaşandığı Belçika ile Kuzey Kıbrıs’ın tanınmasından korkan Kıbrıs Rus Yönetimi de Kosova’nın tanınmasına karşı çıkıyor. Rusya’nın mesajlarından da ülkelerin tutumuna göre bir yol izleyeceği sonucu çıkıyor. Rus Dışişleri, Cuma günkü görüşmelerin ardından Moskova’nın tutumunu şu ifadelerle duyurdu:

 

“Şüphesiz Kosova’nın bağımsızlık ilanı ve tanınmasını Abhazya ve Güney Osetya’daki durumla bağlantılı olarak ele alacağız.” Dışişleri Bakanlığı, Abhazya ve Güney Osetya vatandaşlarının çoğunluğunun Rusya pasaportu taşıdığının da altını çizdi.

 

İnterfax ajansı bu açıklamadan kısa bir süre önce görüşmelerdeki havayı “Rusya, Kosova tanınırsa Abhazya ve Güney Osetya ile ilgili politikasını değiştirecek” diye duyurdu. Bakanlığın açıklaması ise bu noktanın gerisine düştü. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Perşembe günü Kosova’nın tanınmasını “Anlaksızca ve yasadışı” diye nitelerken, Rusya’nın planlarının detayına girmemişti. Ancak Putin’in Kosova’yı tanıyan Batı’yı ‘taklit’ etmeyecekleri ifadesi uluslararası haber ajansları tarafından Rusya’nın yanıtının Abhazya ve Güney Osetya’yı tanımayı içermeyeceğine yoruldu.

 

Sohum ve Tshinval’in de planları var

 

Abhazya ve Güney Osetya liderleri ile içeriği hakkında bilgi vermeden Kosova’nın ardından atacakları adımlara dair planları olduğunu açıkladı. Bagapş gelişmeleri dikkatlice takip ettiklerini, Kosova'nın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından, kendi bağımsızlıklarının tanınması konusundaki adımları duyuracaklarını söylerken Kokoytı da uluslararası haklar çerçevesinde atacakları adımların hazırlıklarını yaptıklarını belirtti. Abhazya Dışişleri Bakanı Sergey Şamba'ya göre de Kosova ister istemez emsal teşkil edecek ve Abhazya'nın bağımsızlığının tanınması konusunda ciddi değişiklikler sağlayacak.

 

16.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Rusya ve Abhazya, Kosova'nın bağımsızlığını ilanı halinde atacakları adımları görüştüler

 

Moskova, Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Abhazya ve Rusya, Kosova'nın tek yanlı bağımsızlığının ilanı durumunda atılacak olası adımları görüştüler.

 

Açıklama, Abhazya Dışişleri Bakanı Sergey Şamba ve Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı Grigori Karasin arasında bugün Moskova'da yapılan görüşmeden sonra yapıldı.

 

Şamba ve Karasin görüşmelerinde Kosova'nın olası bağımsızlık ilanı durumunda oluşacak ortam hakkında değerlendirme yaptılar.

 

Rusya Dışişleri Bakanlığı basın açıklamasında, ''Taraflar, bu bağlantıda, Moskova-Sohum işbirliğinde ileride atılacak adımları ele aldılar''.

 

Açıklamada devamen, ''Kosova'nın bağımsızlığı bazı ülkeler tarafından, BM Güvenlik Konseyi'nin bilinen kararlarına bakılmaksızın kabul edildiği takdirde, açıkça görünen çifte standart bir politika üzerine kurulu, bölgesel çatışmaların çözümlenmesine ilişkin bir yaklaşımın gerçekleştirilmesi anlamına gelir'', deniyor.

 

14.02.2008  RIA Novosti

 

 Gürcistan 'yavuz hırsız'ı oynuyor

 

Tiflis, Gürcistan birleşik muhalefetinde yer alan 'Biz Kendimiz' adlı partinin lideri Paata Davitaya, Gürcistan yönetimini Abhazya aleyhine dava açmaya çağırdı.

 

Davitaya dava gerekçesi olarak da, Abhazya’nın, Gürcistan yönetiminin Kodor’da provokasyon gerçekleştirme niyetinde olduğu yönündeki iddialarını gösterdi. İddiaların gerçek dışı olduğunu savunan Davitaya, karşı-iddiaları ortaya atmaktan da geri durmadı. Davitaya, asıl Abhazya'nın Gürcistan'a karşı provokasyon planladığını ileri sürerek 17 Şubat’ta Kosova'nın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından bu planların gerçekleştirileceğini iddia etti.

 

Davitaya'nın çağrısı ve iddialarıyla ilgili olarak bugün bir açıklamada bulunan Abhazya Devlet Başkanı Gal Özel Temsilcisi Ruslan Kişmariya, Davitaya'nın Abhazya hakkında söylediklerinin doğru olmadığını, adli soruşturmanın aslında, Abhazya'ya karşı kanlı bir savaş başlatan, bugüne kadar halen askeri yollarla sorunu halletme planları bulunan Gürcistan aleyhinde başlatılması gerektiğini ifade etti.

 

12.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Şamba İsviçre yolcusu

 

Sohum, Abhazya Dışişleri Bakanı Sergey Şamba, 18-19 Şubat’ta Abhaz-Gürcü sorununun ele alınacağı BM Genel Sekreterliği Dostluk Grubu toplantısına katılmak üzere İsviçre’ye hareket ediyor. Savunma Bakanı Yardımcısı Garri Kupalba ve Abhazya Dışişleri Bakanlığı Protokol Bölümü Başkanı Asida İnapşba, Şamba'ya eşlik ediyorlar.

 

İsviçre ziyareti hakkında bilgilendirme yapan Şamba, "Cenevre görüşmesinde müzakere sürecinin çıkmaza girdiğini ifade edeceğiz. Müzakerelerin çıkmaza girmesinin sebebi, arabulucuların ‘Tiflis ve Sohum arasındaki anayasal yetkilerin sınırlandırılması’ şeklindeki Dieter Boden planından yola çıkmaları" diye konuştu.

 

Şamba, 29 Ocak’taki BM Güvenlik Konseyi toplantısında ortaya konan “Abhaz-Gürcü sorununun çıkmaza girdiğinin” ifade edildiği BM Genel Sekreterliği raporunun, uluslararası arabulucuların yaklaşımının doğru olmadığının delili olduğunu söyledi. "Boden Planı"nın kendi kendini tükettiğini ifade eden Şamba, yeni bir diyalog için Abhazya tarafından hazırlanmış olan "Geleceğin Anahtarı" planının temel alınabileceğini belirterek, "Gürcistan, Moskova Anlaşması’nın şartlarını yeniden sağlamadığı ve Kodor Vadisi’ndeki askerlerini geri çekmediği müddetçe uluslararası arabulucular "Boden Planı"ndan vazgeçseler bile Abhaz-Gürcü diyaloğuna devam etmenin anlamı yoktur" şeklinde konuştu.

 

Mevcut şartlar altında diyaloga devam etmenin, Abhazya’nın Kodor Vadisi'ndeki durumu kabullendiği anlamına geleceğini vurgulayan Şamba "Gürcü ordusunun Kodor’dan çıkarılması için net olarak görüşmeye hazırız. Ama askerler oradan çekilmediği takdirde siyasi diyalog olamaz" dedi.

 

Gal Bölgesi'nde her hafta yapılan dörtlü görüşmeler Kodor Vadisi’nin yukarısına Gürcü askeri birliklerinin sevk edildiği Temmuz 2006'dan beri devam etmiyor.

 

11.02.2008  Ajans Kafkas / Apsuaa Rıbjı

 

 “Abhazya’nın bağımsızlığı kendisine bağlı”

 

Abhazya Sivil Meclisi Sekreteri Natella Akaba, Abhazya'nın bağımsızlığı konusunun tamamen kendi iç gelişimine bağlı olduğunu söyledi.

 

Abhazya Milli Televizyonu’na konuşan Akaba, Kosova'nın durumuyla ilişkili olarak Abhazya'nın bağımsızlığının tanınması konusunda Rus politikacıların son beyanatlarının Abhazya’da iyimser bir hava estirmediğini, ancak Abhazya'nın bağımsızlığının tanınmasının ülkenin kendi iç gelişime bağlı olduğunu söyledi. Akaba "Eğer biz demokratik bir devlet inşa edersek bizi tanımaları tamamen mümkün ve tanıyacak olan da sadece Rusya Federasyonu olmayacak" dedi.

 

Abhazya yönetimi, Abhazya'nın bağımsızlık konusunda Kosova'dan daha fazla dayanağı olduğu görüşünü dile getiriyor. Abhazya Dışişleri Bakanı Sergey Şamba, "Abhazya'nın tanınma konusunda Kosovalılardan daha az hakkı yok. Biz tarihi vatanımızda yaşıyoruz, bağımsız bir devlet inşa ediyoruz" açıklamasında bulunmuştu.

 

09.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Bagapş milli pasaportların dağıtılamamasından rahatsız

 

Sohum, Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş, Abhaz pasaportlarının verilme süreci ile ilgili olarak dün geniş katılımlı bir toplantı düzenledi.

 

Toplantıya Devlet Başkan Yardımcısı Raul Hacımba, Başbakan Aleksandr Ankuab, güvenlik organları yöneticileri, yerel idareciler, belediye başkanları ve Sohum Belediye Başkanı, şehir ve bölge emniyet müdürleri, pasaport-vize daire başkanları katıldı.

 

Toplantıda yaptığı konuşmada Bagapş, milli pasaportların verilme sürecinden duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi. Bagapş, Abhazya vatandaşlarının en önemli belgesi olacak olan Abhaz pasaportlarının vatandaşlara verilmesi konusunda gerekli tüm şartların sağlanmış olmasına rağmen, yerel idareciler ve emniyet müdürlerinin gereken önemi göstermediğini söyledi.

 

Tüm pasaport-vize dairelerinde gerekli donanım ve elemanın sağlanmış olduğunu ifade eden Bagapş, pasaportların, hak etmeyen kişilere verildiği yönünde kendilerine ulaşan bilgileri de kontrol ettiklerini belirtti. Bagapş, konuyla ilgili olarak güvenlik organlarından her olayı ayrı ayrı araştırmalarını ve suçluların cezalandırılmasını istedi.

 

Devlet Başkan Yardımcısı Raul Hacımba da Abhaz pasaportlarının, Abhazya'da yaşamayan ve vatandaş olmayan kişilere de kanunsuzca verildiği durumların yaşandığına dikkat çekti ve haksız pasaport elde etmeye çalışan kişilerin var olmayan adreslere kayıtlı olduklarını söyledi.

 

Abhaz pasaportlarının verilmesi sürecini yürüten Hacımba, ülkenin hiçbir bölgesinde Abhazya kimliğini alanların şu ana kadar yüzde elliyi geçmediğini belirtti.

 

Başbakan Yardımcısı Aleksandr Ankuab da, Abhazya kimliğinin verilmesi konusunda, üniversiteye girişte sorunla karşılaşmamaları için özellikle lise son sınıf öğrencilerine öncelik tanınması gerektiğini söyledi ve yerel idarecilerin bu konuya dikkat etmelerini istedi.

 

Ankuab ayrıca, pasaport-vize dairelerine, eski Rusya pasaportlarını değiştirmek isteyen veya bunun için ilk kez başvuru yapan kişilerin belgelerini, Abhazya kimlikleri olmaması halinde kabul etmeme teklifinde bulundu.

 

Sergey Bagapş, yerel idarecileri 1 Kasım 2008'e kadar Abhazya milli pasaportlarının verilmesi konusunda şu anki durumu değiştirmekle görevlendirdi ve mülkiyet işlerinde, çeşitli raporların alınmasında ve lise bitirme diploması alınması konusunda Abhazya kimliğinin talep edilmesini istedi.

 

07.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Abhazya anayasasında yeni düzenlemeler

 

Sohum, Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş başkanlığındaki Anayasa Reform Komisyonu, Çalışma Grubu tarafından hazırlanan ve anayasanın 3. ve 4. maddelerinde değişiklik öngören tasarıyı inceledi.

 

Abhazya Devlet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Sergey Smır’ın başkanlığında hazırlanan taslakta, yasama yetkisinin belirlendiği anayasanın 3. maddesi üzerinde bazı düzenlemeler yapılması teklif ediliyor. 3. maddenin düzenlediği belli başlı konular ise şöyle: Başbakan adayını parlamentonun onaylaması, parlamentonun feshedilmesi, parlamento başkanının ve başkan yardımcısının seçilmesi, yasama inisiyatif kurumları, kabul edilen kanunların yürürlüğe girmesi ve parlamentonun yetkileri.

 

Değişiklik önerisi getirilen diğer bir madde olan 4. madde ise yürütme yetkisini düzenliyor. 4. maddenin düzenlediği esaslar da şöyle: Başbakanın parlamentonun onayı ile devlet başkanı tarafından atanması, parlamentonun dağıtılması, bakanlar kuruluna güvensizlik oyu, devlet başkanının görevden uzaklaştırılması ve devlet başkanının istifası.

 

Anayasa Komisyonu Çalışma Grubu daha önce de yargı yetkisinin düzenlendiği  5. maddede düzenlemeler hazırlamıştı.

 

Tasarının önümüzdeki günlerde parlamentonun onayına sunulacağı ve kamuoyunun yoklanması için basın bültenlerinde yayınlanacağı bildirildi.

 

07.02.2008  Ajans Kafkas

 

 "Bağımsız Abhazya" kitabı çıktı

 

Sohum, Dünya Abhaz-Abazin Halkı Kongresi Başkanı Prof. Taras Şamba'nın öncülüğünde hazırlanan 'Bağımsız Abhazya-Problemler ve Çözümler' adlı kitap piyasaya çıktı.

 

Kitapta Şamba’nın yanı sıra Rusya Devlet Ticaret-Ekonomi Üniversitesi Sekreteri, Rusya ve Dünya Tarihi Kürsüsü Başkanı Prof. Dobrohotov Leonid Nikolayeviç, Kafkasya Araştırmalar Merkezi Müdür Yardımcısı Vladimir Aleksandroviç Zaharov, Abhazya Devlet Üniversitesi’nden hukukçu Doç. Dr. Vahtang Vladimiroviç Ketsba, gazeteci Mikhail Nikolayevi Stepin, Kafkasya Halkları Rusya Kongresi onursal heyeti üyesi Aleksandr Yureviç Neproşin, yazar Anatoli Aslanoviç Otırba ve tarih bilimleri doktor adayı Aleksandr Yureviç Skakov'un makaleleri yer alıyor. Başlıca makaleler şöyle:

 

Egemenlik yolunda Abhazya (Şamba), Post-Sovyet dönemde Abhazya devleti (Neproşin-Şamba), Gürcistan, NATO ve Abhazya: Olaylar kronolojisi ve ilişkilerin gelişim perspektifleri (Zaharov), Rusya, Batı ve Kafkasya (Dobrohotov), Gürcistan bölgesindeki anlaşmazlıkların 'buzunu çözmek' ve Abhazya ile Güney Osetya'nın bağımsızlığını tanımak (Skokov), Abhazya meselesinin hukuki çözümü (Neproşin), Abhazya'nın uluslararası topluma entegrasyon stratejisi (Ketsba), Gürcistan, Ukrayna, AB ve ABD tahrip edici gücü karşısında Rus barış askerlerinin Abhazya'da bulunuşunun sarsılmazlığı (Stepin), Abhaz-Gürcü bölgesel anlaşmazlığı ve Rus barış askerleri (Otırba).

 

04.02.2008  Ajans Kafkas

 

 Tiflis Kosova’dan fırtına bekliyor

 

Tiflis, Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili, Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesiyle Kafkasya’da ciddi fırtınaların kopmasından korkuyor.

 

Saakaşvili, yeni kurulan hükümette Dışişleri Bakanlığı’na atanan David Bakradze’nin görevini devraldığı törende, Abhazya ve Güney Osetya’nın Kosova’nın bağımsızlığının ardından uluslararası toplumda tanınmalarının gündeme gelebileceğine işaret etti. Gürcistan’ın dış politikasında çok zorlu bir döneme girdiklerini anlatan Saakaşvili, Batının Kosova’nın bağımsızlığını tanıyacağı sürecin yakın günlerde başlayacağını belirterek ekledi: "Kosova’nın bağımsız olması, ülkemiz içinde ciddi fırtınalar doğurabilir. Buna hazırlıklı olmalıyız." Bakradze de, yakın gelecekte Kosova’nın bağımsızlığının tanınmasını beklediklerini ve bu nedenle dış politikadaki öncelikli hedeflerinin Güney Osetya ve Abhazya ile yaşanan sorunların çözümü olduğunu ifade etti.

 

01.02.2008  Ajans Kafkas