Sürgünler
Abhazlar da en az Kafkasya'da yaşayan diğer halklar kadar Rusya'nın sürgün politikasına maruz kalmış bir halk.
1817-1864 yılları arasında
süren Kafkas savaşları ve sonrasında Rusların yürüttüğü kolonyalist politikalar
sonucunda Abhaz halkı
ağır yara aldı. Özgürlük ve bağımsızlık
için savaşan halkın
çoğu
öldürüldü. Kalan insanların
% 80'i Osmanlı
İmparatorluğu'na
sürüldü. Kuzeybatı
ve Orta Abhazya tamamen boşaltıldı.
Sadzlar, Ahçıpsaalar,
Aybgalar, Çvidzalar, Pshöalar ve Gumalar gibi çesitli etnik Abhaz grupları
yokedildiler. Buna, Hosta ve Sakli ırmakları
arasında yasayan, coğrafik
ve etnik olarak Abhazlara en yakın
halk olan Ubıhlar
ve Kuzey Kafkasya'da yasayan
Aşuwaalar
(Abazinler)larında
büyük çoğunluğu
dahil edildi.
Sonuçta Abhazya'da sadece Abzıplar,
Abjuwalar ve
Samırzakanlar,
Kuzey Kafkasya'da ise Tapantalarla Aşkharuwalar
kalabildiler.
XIX. yüzyılda
yurtlarından
sürülen 300 binden fazla insanın
onbinlercesi sürgün yollarında
açlık,
hastalık
ve kötü yaşam
koşulları
nedeniyle can verdi. Çarlık,
sürgüne maruz bıraktığıi
bu halkı
bir de hain suçlamasıyla
damgaladı
ve geriye dönüşlerine
hiçbir şekilde
izin vermedi. Türkiye'den dönenler Abhazya kıyılarına
kabul edilmeyerek yerel yönetimlerce geriye gönderildiler. Abhazya'da kalan
Abhazlar da bu suçlamadan paylarını
almışlar
ve Çarlık
tarafından
suçlu halk ve gerici topluluk olarak nitelenmişlerdi.
Orta Abhazya ve kıyıya
yakın
yerlerde yerleşim
hakları
yoktu. En masum toplumsal istekleri bile isyan olarak kabul edilip toplu
sürgünler gündeme getiriliyordu.
Abhaz halkı
bu durumdan ancak 1917
yılında
kurtulabildi.
Fakat, ne Çarlik ne Gürcistan yönetimleri, ne de SSCB
Abhazlar bugün, başta
Türkiye olmak üzere, Ürdün, Mısır,
Suriye ve bu ülkelerdeki yaşam
sıkıntıları
nedeni ile işçi
olarak gittikleri
Almanya (yaklaşık
5000 civarında)
Hollanda (yaklaşık
1000 civarında)
Fransa, Avusturya, İsviçre
SSCBnin dağılması
ile birlikte ve Abhaz-Gürcü Savaşının
Abhazya lehine sonuçlanarak,
de facto Bağımsızlığın
Abhaz halkı
için karanlık
bir dönem olan 20.
yüzyıl tarihi, politik ve hukuki veriler
ışığında
değerlendirilerek,
Parlamentomuz şu
kararı
almıştır.
1. XX. yüzyılda Abhaz halkının Osmanlı topraklarına sürgünü ağır bir insan hakları ihlali ve soykırım olarak kabul edilmelidir.
2. 28 Haziran 1951 BM. Genel Kurul Konvansiyonu uyarınca, XX. yüzyılda sürgün edilen Abhaz (Abaza)
halkı mülteci statüsüne sahip olmalıdır.
3. Sürgün edilen Abhaz (Abaza) halkının torunlarının anavatanlarına geri dönüş istekleri koşulsuz kabul
edilmelidir.
4. Geriye dönmek isteyen Abhaz (Abaza)'lara her türlü insani, hukuki ve politik desteğin BM, AGIT, BDT ve Çarlik Rusyas ile SSCB'nin yasal varisi Rusya Federasyonu'nca sağlanması ve bu tarihi hatanın düzeltilmesi için gerekli çabaların gösterilmesi.
5. Abhazya Parlamentosu Hukuk Komitesi ile Parlamentolar ve Yurtdışındaki Soydaşlarla İlişkiler Komitesi, geriye dönüşle ilgili konularda her türlü yasal düzenlemeyi yapmalıdırlar.
6. Devlet Başkanına ve Bakanlar Kuruluna ülkenin iç ve dış politikalarını belirleyici çalışmalarında XX. yüzyılda sürülen insanların geriye dönüşlerini kolaylaştırıcı çözümleri gözardı etmemelerini ve yurt dışında yaşayan soydaşlarımızın geriye dönüşleri için geniş kapsamlı bir program kabul etmelerini öneririz.
7. Parlamentomuz bunun dışında yerel yönetimlere, siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine ve özel kuruluşlara bu geriye dönüş projesine politik, ekonomik, psikolojik ve moral destek vermeleri için çağrıda bulunur.
8. Karar
yayımlandığı
andan itibaren radyo ve TV aracılığı
ille halka duyurulur.
Abhazya
Parlamentosu Başkanı
Sokrat Cincal 15/10/1997 SOHUM (AQUA)